Kim Bu Judith?

Salı, Nisan 05, 2016

İyi Bir Koleksiyoncu Değilim



Bugünün yazısı bu olsun. 
Rastgele açtım Yıldızlı Atlas'ımı, en sevdiğim yazılardan biri düştü önüme. 
Yazısız kalacağım günler için iyi yazılar biriktiriyorum.

Gün ortasında dışarı çıkıyorum. Umutsuz ve karanlık anılarım için, içime biraz günışığı biriktiriyorum.

Güpegündüz yürürken, yıldızlar düşüyor önüme, ipil ipil yıldızlar!.. Karanlık gecelerde göğe asmak için, önüme düşen yıldızları alıp biriktiriyorum.

Parklara, okul bahçelerine gidiyorum. Sessiz evimiz için, çocuk sesleri; kuşsuz ağacımız için, kuş sesleri biriktiriyorum.

Sonra denize iniyorum, denize çıkan bir sokaktan. Gökyüzü için biraz mavi; havadaki benzin kokusunu kırmak için, biraz yosun kokusu biriktiriyorum.

Dalgınlığımdan olacak, nasılsa bir şeye takılıp düşüyorum. Giysilerimden düğmeler kopuyor. Halime bakıp gülüyorum. Kahkahalarımı iliklemek için kopan düğmelerimi biriktiriyorum.

Doğrulurken, annemin gülümsemesi geliyor gözümün önüne. Çaresizliğimi bastırmak için, annemin gülümsemelerini biriktiriyorum.

Akşam oluyor. "İyi akşamlar," diyor yanımdan geçen birileri. İyi akşamlar dileklerini alıp, iyi olmayacak akşamlar için biriktiriyorum.

Eve dönüyorum, canım sıkılıyor. Atlasları açıyorum. Bir gün her şeyi bırakıp gitmek geliyor içimden. Atlaslardan, gidilebilecek küçük ve ıssız adaların isimlerini biriktiriyorum.

Gazetelere bakıyorum. Gözleri bantlı yüzlerce kelime geçiyor içimden. Gazetedeki gözleri bantlı çocuklara yazacağım mektuplar için, gözleri bantlı kelimeler biriktiriyorum.

Bakıyorum da, iyi bir koleksiyoncu değilim yine de. Günler geçip gidiyor önümden. Geçen günlerin ardından koşuyorum, koşuyorum, koşuyorum...

Burhan Eren / Yıldızlı Atlas syf. 73

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder